Olcay Aydilek: Şimdi, özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı'nın son günlerde yaptığı açıklamalarda, hileli gıdalar ve tağşişli ürünlerle ilgili birçok firmanın insan sağlığını tehdit edecek şekilde ürünleri piyasaya sürdüğünü görüyoruz. En önemli ürünlerden biri de zeytinyağı. Siz zeytinyağı konusunda birçok çalışma yapıyorsunuz hocam. Öncelikle, hileli gıda veya tağşişli ürünlerle ilgili tespitleriniz nelerdir? Bunun enflasyon ve hayat pahalılığı ile bir ilişkisi var mı? İkinci olarak da, Türkiye'deki zeytinyağı üretimi konusunda geldiğimiz nokta hakkında neler söylersiniz?
Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya: Önce tablodan başlayalım. Türkiye'nin bitkisel yağ ihtiyacı yaklaşık 3 milyon ton civarında. Bunun yaklaşık 1,5 milyon tonunu ithal ediyoruz. Dünyada üretilen yaklaşık 230 milyon ton bitkisel yağın 3 milyon tonu zeytinyağı. Türkiye'nin ihtiyacı olan zeytinyağı, dünyadaki tüm zeytinyağını alıp tüketebilecek kapasitede. Dünyada yaklaşık 98 ülke zeytinyağı üretiyor ve bunun %90'ını beş ülke üretiyor: İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye. Türkiye, bu sıralamada beşinci. Geçen sene 300 bin ton civarında üretim yapıldı, bu sene ise 500-600 bin ton civarında bir üretim bekleniyor. Ancak iklim değişiklikleri ve verim artışıyla birlikte kalitede düşüşler yaşanmaya başlandı. Bu da bazı sıkıntıları beraberinde getirdi.
Zeytinyağı pahalı bir ürün olduğu için, taklit edilmesi de kaçınılmaz. İnsanlar pahalı bir ürünün taklidini yaparak, ucuz zeytinyağı adı altında satış yapabiliyor. Bu durum, tüketiciyi kandırmaya yönelik bir davranış. Örneğin, zeytinyağına ayçiçek yağı karıştırılarak ucuz zeytinyağı satılıyor. Tüketici, ucuz zeytinyağı aldığını düşünürken aslında ayçiçek yağı alıyor. Bu durum, piyasada sıkça karşılaşılan bir sorun.
Zeytinyağında dünyanın hiçbir yerinde ucuz ürün bulmak mümkün değil. İspanya, dünyanın en ucuz zeytinyağını üretiyor çünkü devasa bir üretim kapasitesine sahip. Türkiye'de ise bu kadar büyük bir üretim kapasitesi olmadığı için, zeytinyağı fiyatları daha yüksek. Türkiye'de zeytinyağı üretimi ve tüketimi arasında bir denge var. Türkiye, yaklaşık 200 bin ton zeytinyağı tüketiyor ve elinde 90-100 bin ton civarında bir stok bulunuyor. Bu stokların tamamı satılsa bile, dünya piyasasındaki açığı kapatmak mümkün değil.
Zeytinyağı ihracatı konusunda da bazı sıkıntılar yaşanıyor. İspanya'daki kuraklık nedeniyle zeytinyağı üretimi düştü ve bu durum, Türkiye'deki zeytinyağı fiyatlarını etkiledi. İhracat yasakları konuldu, ancak daha sonra bu yasaklar kaldırıldı. Türkiye'nin zeytinyağı ihracatı, dünya piyasasında rekabet edebilmek için daha fazla tanıtım ve markalaşma çalışmalarına ihtiyaç duyuyor.
Zeytinyağı üretiminde kalite çok önemli. Zeytinyağının içindeki maddeler, acılık ve yakıcılık hissi verir. Bu özellikler, zeytinyağının kalitesini belirler. Tüketici, zeytinyağının kalitesini anlamak için laboratuvar testlerine ihtiyaç duyar. Bu nedenle, güvenilir markaları tercih etmek önemlidir.
Olcay Aydilek:Zeytinyağı fiyatları, üreticiden tüketiciye ulaşana kadar birçok aşamadan geçiyor. Üretim maliyetleri, toplama maliyetleri, nakliye ve ambalaj gibi faktörler, zeytinyağının fiyatını etkiliyor. Bu nedenle, üretici ile tüketici arasında fiyat farkı oluşuyor. Üretici, zeytinyağını 200-250 liraya satarken, marketlerde bu fiyat 300-400 liraya kadar çıkabiliyor.
Mehmet Semerci:Bu yıl, bizim en belimizi büken şey, diğer girdi fiyatlarıyla beraber üreticilerin maliyetlerinin artması oldu. Geçtiğimiz yıl, bir buçuk kilo yağ karşılığı bir toplayıcı ücreti vardı. Bizim bölgemizde makineyle hasat yapmak mümkün değil. Çünkü hem coğrafi açıdan hem de iklimsel açıdan uygun değil. Bu yıl, toplama maliyetleri neredeyse %100 arttı. Yani 100 kilo zeytin topluyorsunuz, bunun karşılığını toplama maliyeti olarak elemanlarınıza ödüyorsunuz. Bu durum, üreticiyi çok zorladı.
Geçtiğimiz yıllarda zeytinyağı fiyatları artmıştı, ancak bu sene fiyatlar düşüş eğiliminde. Şu ana kadar yaklaşık %40'lık bir gerileme var. Geçtiğimiz günlerde üreticiden 300 TL ve üzerinde fiyatlarla alınan zeytinyağı, bugün 200 TL civarında alınmaya başlandı. Bu durum, üretici için ciddi bir sıkıntı yaratıyor.
Türkiye'de bu sene yaklaşık 475 bin tonluk bir üretim bekleniyor. Ancak kuraklık nedeniyle, sofralık zeytin üretiminin önemli bir kısmının yağlık zeytine dönüştüğünü düşünüyoruz. Bu nedenle, bu sene 500 bin ton civarında bir üretim yapabileceğimizi tahmin ediyoruz.
Olcay Aydilek:Sonuç olarak, zeytinyağı üretimi ve tüketimi konusunda Türkiye'nin önemli bir potansiyeli var. Ancak, kaliteli üretim, markalaşma ve tanıtım çalışmaları ile bu potansiyelin daha iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Tüketicinin güvenilir ve kaliteli zeytinyağına ulaşması için denetimlerin artırılması ve hileli ürünlerle mücadele edilmesi büyük önem taşıyor.
#zeytinyağı fiyatları, zeytin ağacı, iklim değişikliği, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü, #zeytinyağı üretimi, Mücahit Taha Özkaya, zeytinyağı ihracatı, Hileli Zeytinyağına Dikkat,
Comentários